24 Ekim 2009 Cumartesi

Sen gelmedin

Nice baharlara kollarımı açıp,
En uzun geceleri sabaha katıp,
Ağlayan yüzüme bir maske takıp,
Gelene geçene haber salıp,
Bekledim seni sen gelmedin...

Ayrılığın adını kavuşmak takıp,
Sensiz bedenimi ateşlere atıp,
Her gece seni rüyalarımda arayıp,
Yanlızlıgıma birde umudu katıp
Bekledim seni sen gelmedin...

Sensizken bile senle yatıp,
Boş evimde hayaline dalıp,
Kalabalığın içinde yapayalnız kalıp,
Seni hayat,sensizliği ölüm sayıp,
Bekledim seni sen gelmedin.....
ZAMAN VE UMUT
Giden zaman geri gelmiyor

Geri gelmiyor o güzel günler
Umutlar,hayaller ve insan geri gelmiyor
Kaybettiğin an anlıyorsun birşeylerin değerini
Hayaller kurduğumuz kadar bizimdir
Umut beklediğimiz kadar yakındır
Beklemediğimiz kadar uzak tıpkı yıldızlar gibi
İnsan nefes aldıkça yaşar ve attıkça o küçük kalp
Ve kalp sevgiyle yaşar;sevdikçe canlanır
Sevgi paylaştıkça artar paylaşmadıkça yok olur
Zaman da akıp gider avuçlarından
Dün vardı yaşandı
Bugün var;geçiyor bile bak
Ve yarın olacak;umutlar var yarınlarda,bekleyiş var
Yarınlar hiç gelmese,gelip de bir an önce geçmese
Hep beklesek o umutla yaşasak
Ama yarın da gelecek yarınlarımız da
Ve gün gelecek ki bekleyecek yarın da olmayacak
İşte o zaman, zaman yaşadıklarımızın toplamı olacak
Yani son ana kadar geçen süre
Biz olmasak da akacak zaman
Nefes almasak da Ve atmasa da o küçücük kalbimiz o hala akacak
Ama kimse durduramayacak....
özğürlügün kaçışı

Ellerimden tutup götürsene beni buralardan
Okyanusların ortası,dagların başı olsa da olur
İçimdeki benleri yok etmek istiyorum artık
Tek ben olmak ve beni benle yaşamak
Yaşamak sadece yaşamak umarsızca yaşamak
Nefes aldıgından mutlu olmak
Mutlulugundan umutlanmak,umudunla yeniden başlamak
Yeni hayatlara koşmak
Koştukça yorulmamak,koşmak koşmak
Nereyi gittigini bilmesen yolun sonu olmasa da
Bir kuş gibi özgürce kaçmak
Ne güzel şey şu yaşamak.
Yaşadıkça baglanmak,baglandıkça yaşamak ....
KİM
Ben neyim,kimim,neredeyim?

Çıkmaz bir yolun içindeyim.
Mutlulukla,hüznün birleştiği yerdeyim.
Dünya mı çok ağır,ben mi çok hafifim?
Mutluluk mu kaçıyor,yakalayamayan mı benim?
İnsanlar yalancı,ben başrolde miyim?
Hayat bir film,ben yönetmen miyim
Sevmek mi zor sevemeyenlerden miyim?
Sevilmek mi güzel onu kaybeden miyim?
Ölmek için mi yaşıyorum,yaşamak için mi öleceğim?
Bir gün mutluluğu yakalarsam kaybedecek miyim?
Ben neyim,kimim,neredeyim?
Çıkmaz bir yolun içindeyim,neredeyim?

17 Ekim 2009 Cumartesi

E.E

BİR ZİYARETÇİMİN ŞİİRİ...PAYLAŞMAMI RİCA ETTİ...

En güzel duygularımı senle yaşadım
Nefretle sevgiyi bir anda tattım
Gözlerindeki ışıltıyla kalbimi aydınlattım
İsminin baş harflerini ilham kaynağım yaptım
Ne olurdu! beni bırakmasaydın





Ellerim yazarken dilim oldu
Resmindeki bakışın olmayan sevgin oldu
Dost bildiklerim kabusum oldu
En dertli halimde dostlar düşman oldu
Merhametin bu muydu dünya?

BENİM ÇOCUKLARIM

İşte Benim Çocuklarım



Bir eğitim – öğretim yılına daha başladık. Sizlerle 2008-2009 ‘i bitirdik. 2009-2010 eğitim- öğretim yılına başladık. Acısıyla, tatlısıyla geride bıraktık yine bir yılı. Burası hepimizin yuvası, okulumuz ve bu yuvadan birer birer uçuyor kuşlarımız ve boşalan sıralar yine doluyor, minik yavrularla, yeni simalarla…
Öğrenmeye aç olan yavrularımız. Bir heyecanla , daha oyuncak çağındalar. Ağlıyor kimisi annem yok diye ve kimisi de okumak istemiyorum diye… Her şey alışana kadar ama sonra ayrılamıyorlar ya birbirlerinden, şenleniyor okullarımız, bir ses bir alamet kopuyor bahçeden
“ Kutu kutu pense, elmamı yerse, arkadaşım Ayşe arkasını dönse “ arkadaşı elmayı yerse oyun bitecektir ya,o elma hiç yenmez bu yüzden . Bir heyecan yüreklerinde, bir umut gözlerinde o pırıl pırıl öğrencilerimiz. İlk sıralarında başlarla ya meslek seçmeye, herkes bildiği ve sevdiği mesleği çünkü çoğu melekleri bilmezler ya ondan. Kimi öğretmen i kimi doktor, kimi mühendis… Hepside bu sıralardan yetişecek olan umut dolu yeni nesil, onlar biz öğretmenlere emanet ve bizden ağzımızdan çıkacak bir harf , kelime onlar için her şey demek. Örnek aldıkları iyi ya da kötü bizleriz. İkinci anne babalarıyız biz onların. Anne baba olmak aynı kanı taşımak demek değildir. Her zaman sevgi vermek, emek vermektir çoğu zaman da. Öğrenci bir hamurdur öğretmenin şekil verdiği. Öğrenci bir güneştir , yeni başlayan güne doğan. Öğrenci bir yıldızdır geceleri aydınlatacak olan. Öğretmen dostudur her zaman öğrencisinin sırrını paylaşan. Anasıdır çoğu zaman sıcak kucağını açan ve babasıdır çoğu zaman koruyan kollayan….
Zaman akıp gidecek, belki aynı sıralara aynı öğrenciler oturamayacak. Belki aynı öğretmen sınıfta ders anlatamayacak. Ama öğretme isteğiyle yanıp tutuşan öğretmenler ve öğrenmeyi isteyen her zaman olacak.
Yeni eğitim ve öğretim yılının daha başarılar getirmesi dileğiyle öğretmen arkadaşlara ve tüm öğrencilerimize başarılar dileğiyle. YENİ EĞİTİM YILI İÇİN...

9 Ekim 2009 Cuma

DEPREM ÇOCUKLARI

Evsiz,barksız,aşsız kaldınız.
Küçük yaşta öksüz kaldınız.
Bir lokma ekmeğe hasret kaldınız.
Neydi sizin günahınız.

Hepsi birer melek gibi
Solmayan bir çiçek gibi
Yuvasız kuşlar gibi
Neydi sizin günahınız.

Okulsuz kaldınız
Kalem,defter bulamadınız.
Hasretinden yandınız.
Neydi sizin günahınız.

Yağmurda ıslandınız.
Çadırlarda soğukla yaşadınız.
Çamurla toprakla oynadınız.
Neydi sizin günahınız.

Sevgiye hasret kaldınız.
O geceyi unutamadınız.
Zorla gülmeye çalıştınız.
Neydi sizin günahınız.

Çocukluğunuzu yaşayamadınız
Oyuncaklarla oynayamadınız.
Güzel günler yaşayamadınız.
Neydi sizin günahınız.(FADİME ALTUNTAŞ,2000)